Bu Blogda Ara

6 Şubat 2014 Perşembe

Milli ve Uluslararası Marşlar



*MARŞLAR

            Marş, kuvvetli ve düzenli bir ritme sahip, genellikle uygun adım yürüyüşler için yazılan ve askeri bandolarda çalınan müzik eseridir. Marşlar, canlı askeri marşlardan durgun cenaze marşlarına kadar farklı ruhsal durumları yansıtabilir ve farklı amaçlarda yazılabilirler. Beethoven'ın Eroica Senfonisi, Franz Schubert'in askeri marşları, Chopin'in La diyez minör/Si minör sonatındaki Marche Funèbre (cenaze marşı) ve Handel'in Saul oratoryosundaki Ölüm Marşı, farklı atmosfere sahip marşlara örnek olarak verilebilir.

            Bayraklar ve milli marşlar, milletlerin, ülkelerin en önemli milli sembolleridir. Milli semboller, ait oldukları millet ve ülkelerin insanları tarafından en üst derecede saygı ile korunan en hassas değerlerlerdir. Bu hassasiyetin gösterilmesi ve paylaşılması kendiliğinden oluşur. Bu hassasiyeti paylaşmaktan imtina edenler, gerekli özeni göstermeyenler en hafif şekli ile ayıplanırlar. Hatta pek çok ülke milli sembollerini kanunları ile koruma altına alarak, bu değerlere karşı saygısızlık olarak tanımlanabilecek davranışları da cezalandırırlar.
Milletler ve ülkeler, bırakınız kendi vatandaşlarını, diğer ülkelerin insanlarından bile kendi milli sembollerine saygı beklerler. Dolayısıyla milli semboller de milli varlığın en önemli unsurlarını oluşturur.

            Milletler için “var olma” ne kadar büyük önem taşıyorsa,, “var olma” nın işareti olan sembolleri de o kadar önem taşımaktadır. Bir yerde milli semboller, milli kimliğin ilk görüntüsünü ve temel öğesini oluşturur. Bu bakımdan, milli sembollere gereken özeni göstermesi, gereken değeri vermesi ve onu koruması herkesin en temel ve tabii milli görevidir.

            Milli marşların yazılım amacının, eski uygarlıklarda savaşta karşı tarafı ürkütmek, kaçırmak olduğu bilinir. İlk çağlarda sadece sözlü ve danslı olan marş, ileriki yıllarda Peru ve yeni Zelanda yerlilerinin müzik aletlerini kullanmasıyla başka ülkeleri teşvik etmiş ve birçok ülke aynı anda besteciler bularak marşlarını bestelemiştir.

            En eski milli marş İngiltere’de 18.yy’ın ortalarından beri kraliyet törenlerinde söylenen ve 1825’te milli marş ilan edilen God Save The King/ Queen ( Tanrı Kralı / Kraliçeyi Korusun ) adlı marştır. 19.yy’da ve 20.yy’ın başlarında Avrupa ülkelerinin çoğunda milli marşlar bestelenmiş ya da var olan ezgiler bu amaca uyarlanmıştır.





            Milli marşlar, pek çok yerde kullanılabilir; özellikle milli bayram ve kutlamalarda yaygın olarak kullanıldığı gibi spor etkinliklerinde de çalınır. Başta Olimpiyat Oyunları olmak üzere çoğu sportif mücadele sonunda yapılan madalya törenlerinde altın madalya kazanan takımın veya sporcunun ülkesinin milli marşı çalınır. Bazı ülkelerde okullarda dersler başlamadan önce milli marş okunur; radyo ve televizyonların yayınlarına başlamadan önce hatta bir tiyatro ya da sinema gösteriminden önce bile marş çalınabilir. Bazı okullarda pazartesi günleri derslere başlamadan önce ve cuma günleri okul bittikten sonra tören yapılır. Bu, milli bütünlüğü destekleyici bir eylemdir.




*Uluslar arası Marşlar

Enternasyonal Marşı, dünya sosyalist hareketinin marşı sayılır. Sözleri Eugene Pottier’e (Paris 1871), müziği  Pierre Degeyter’e  (1888)  aittir.

Uyan artık uykudan uyan
Uyan esirler dünyası
Zulme karşı hıncımız volkan
Bu ölüm-dirim kavgası

Yıkalım bu köhne düzeni
Biz başka âlem isteriz
Bizi hiçe sayanlar bilsin
Bundan sonra her şey biziz.

Bu kavga en sonuncu
Kavgamızdır artık
Enternasyonal'le
Kurtulur insanlık.

Tanrı, patron, bey, ağa, sultan
Nasıl bizleri kurtarır
Bizleri kurtaracak olan
Kendi kollarımızdır.

İsyan ateşini körükle
Zulmü rüzgârlara savur
Kollarının bütün gücüyle
Tavı gelen demire vur.


Hem fabrikalar, hem de toprak
Her şey emekçinin malı
Tufeyliye tanımayız hak
Her şey emeğin olmalı.

Cellâtların döktüğü kan
Bir gün onları boğacak
Bu kan denizinin ufkundan
Kızıl bir güneş doğacak.

http://www.youtube.com/watch?v=lNid6fzApTE


Neşeye Övgü; 1785 yılında Alman, ozan, oyun yazarı ve tarihçi Friedrich Schiller tarafından yazılan kasidenin, Ludwig van Beethoven'ın 1824 yılında tamamladığı 9. senfonisinin dördüncü ve sonuncu bölümlerine uyarlanmasından dolayı tanınmıştır ve Avrupa Konseyi ile Avrupa Birliği tarafından Avrupa Marşı olarak kabul edilir.


Kardeş Olun Ey İnsanlar,
Bunu İster Tanrımız!
Kardeş Olun Ey İnsanlar,
Bunu İster Tanrımız!

İnsanlığa Doğruluğa
Göğsünü Aç Korkma Sakın
Hür Doğmuştur İnsanoğlu
Hür Yaşamak Hakkıdır

İnsanlığa Doğruluğa
Göğsünü Aç Korkma Sakın
Hür Doğmuştur İnsanoğlu
Hür Yaşamak Hakkıdır

Bu Dünyada Her Şey Geçer
Yalnız Sana Dost Kalır
Bu Dünyada Her Şey Geçer
Yalnız Sana Dost Kalır

İnsanlığa Doğruluğa
Göğsünü Aç Korkma Sakın
Hür Doğmuştur İnsanoğlu
Hür Yaşamak Hakkıdır

İnsanlığa Doğruluğa
Göğsünü Aç Korkma Sakın
Hür Doğmuştur İnsanoğlu
Hür Yaşamak Hakkıdır





Olimpiyat Marşı: İlk kez 1896 Atina Olimpiyatları’nda çalınan Spyros Samaras’ın Kostas Palamas’ın sözleri üzerine yaptığı bestesi, 1958 yılında yapılan bir IOC toplantısında Olimpiyat marşı olarak kabul edilir. O güne kadar açılışlarda değişik müzikler duyulduysa da, 1960 Roma Olimpiyatları’ndan beri her olimpiyatta bu marşı dinlemeye devam ediyoruz.

Ey kadim (antik) ölümsüz ruh.
Güzelliğin, yüceliğin ve hakikatin tertemiz babası
Gökten in, göster kendini ve şimşek gibi çak
Sahip olduğun yer ve gökyüzünün ihtişamıyla
Koşuda, güreşte ve gülle atmada,
Soylu yarışmaların itici gücüyle parla
Ve dalı solmayan çiçeklerle donat
Vücudunu, muktedir ve saygı duyulur yap
Ovalar, dağlar ve denizler seninle ışıldar
Eflatun beyaz büyük bir mabet gibi
Sana tapmak için bu mabede koşar
Ey her ulusun kadim ölümsüz ruhu.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder