Ses, atmosferde kulağımız tarafından algılanabilen periyodik
basınç değişimleridir. Fiziksel boyutta ses hava, katı, sıvı veya gaz
ortamlarda oluşan basit bir mekanik düzensizliktir. Bir maddedeki moleküllerin
titreşmesi sonucunda oluşur.
Ses veren
her madde, bir ses kaynağıdır. Ses, kaynaktan aldığı enerjilerle titreşerek
yayılır. Titreşen cisimler esnek olup sesi oluşturur. Esnek olan cisimler ses
dalgaları meydana getirebilir ve ses dalgalarını iletebilir. Ses mekanik dalga
olduğundan yayılması için bir ortama ihtiyaç duymaktadır. Ses dalgaları
ortamlarda sıkışma ve genleşme şeklinde boyuna ilerleyen dalgalardır.
Sesin bir
frekansı, boyu, periyodu ve hızı bulunmaktadır. Bir saniye içerisindeki
titreşim sayısına sesin frekansı
denir. Birimi ise Hertz (Hz)’dir.
Dalga boyu, bir ses dalgasının oluşması için sesin aldığı yoldur. Sesin hızı
normal koşullarda; havada 340, tahtada 4000-6000, suda 3000-5000, çelikte ise
8000 m’ dir. Ses boşlukta yayılmaz. Çünkü titreşen bir cismin sıkışıp
genleşmesine yol açabilecek atom ya da molekül gibi tanecikler yoktur.
*FREKANSINA GÖRE SESLER
İnsanların
üretebilecekleri ve duyabilecekleri belli frekans değerleri vardır. Normal bir insan kulağı 20–20.000 Hz
frekansları arasındaki sesleri duyabilir.
Frekans değerlerine
göre ultrasonik ses ve infrasonik ses olarak iki ses çeşidi
vardır.
a)
Ultrasonik
Ses (Ultrason) :
Frekansı
20.000 Hz’in üstünde olan seslere ultrasonik ses, ses üstü ses veya
ultrason denir. Ultrasonik ses normal sese göre daha fazla enerjiye sahiptir ve
bu sesler insanlar tarafından
duyulamaz. Fakat Ultrasonik sesler birçok hayvan tarafından
duyulabilir. (Köpek, yunus, yarasa).
•Ultrasonik sesten teknolojide yararlanılır.
• İnsan ve hayvanlarda hastalıklı bölgenin yeri ve büyüklüğü
belirlenir.
• Cisimler dezenfekte edilir.
• Boruların kalınlığı veya çatlak olup olmadığı tespit
edilir.
• Yarasalar çıkardıkları ve duyabildikleri ultrasonik ses
sayesinde sesin yansıması özelliğini kullanarak yönlerini bulabilir ve
avlanırlar.
b) İnfrasonik Ses :
Frekansı 20
Hz’in altında olan seslere infrasonik ses veya ses altı ses denir.
İnfrasonik ses normal ses göre daha az enerjiye sahiptir ve bu sesler insanlar tarafından duyulamaz.
İnsanlar bu seslerden olumsuz etkilenir ve uzun süre bu titreşimlerin etkisinde
kalan insanlarda sağırlıklar görülebilir.
*İNSAN SESİNİN OLUŞUMU
İnsanın ses
sistemi (Fonasyon sistemi) nefesli bir çalgıya benzemektedir. Bu sistem içinde
3 aygıt bulunmaktadır:
1.Solunum aygıtı: Soluk borusu, akciğerler, diyafram,
kaburgalar ve karın kasları.
2.Titreşim aygıtı: Larenks (gırtlak)
3.Yankı aygıtı: Soluk borusu, göğüs, gırtlak bölgesi, yutak,
ağız, alt çene, damak, burun ve sinüsler.
Solunumun
temel işlevi, organizmanın oksijen gereksinimini karşılamak ve ses üretimi
(fonasyon) için gerekli enerjiyi sağlamaktır.
2 solunum
şekli vardır.Karın solunumu-abdonimal solunum.Diğeri göğüs solunumu- hektoral
solunum.
Sağlıklı
bir ses üretebilmek için solunum bilinçli ve dengeli olarak yapılmalıdır.
Soluk verme
sırasında trakea yoluyla (soluk borusu) akciğerden gelen havanın ses tellerini
titreştirmesiyle ses üretilir. Buna fonasyon denir. Ses üretme olgusu ses
tellerinin fonasyon sırasında santral sinir sistemi tarafından değişik
frekanslara göre ayarlanması ve belli kuvvetteki soluk basıncının etkisiyle gerçekleşir.
Doğru ve temiz bir ses üretimi için gerilimden uzak, rahatlamış bir bedene
ihtiyacımız vardır.
İşte ses tellerimiz:
*İNSAN SESLERİNİN SINIFLANDIRILMASI
*Her türlü
insan sesi yükseklik bakımından üç esas tonda sıralanmaktadır. Bunlar; pes,
orta ve tiz olarak adlandırılırlar.
-PES: Bu sese
göğüs sesi adı da verilmektedir. Sözlerin alçalan bir tonda seslendirilmesidir.
-ORTA: Hem
dinleyeni hem de konuşanı en az yoran tondur. Sözlerin orta halli
seslendirilmesidir.
-TİZ: Bu sese
kafa sesi de denmektedir. Sözlerin ince ve keskin bir tonda seslendirilmesidir.
*İnsan sesleri kadın ve erkek
sesleri olarak ikiye ayrılır. Onlar da kendi aralarında incelik-kalınlık
durumuna göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar:
ERKEK SESLERİ
*BAS
En kalın erkek sesidir.
Basso Cantante: Yüksek ve lirik karakterdeki bas sesidir. (Don Carlo'daki Kral Philip gibi.)
Basso Cantante: Yüksek ve lirik karakterdeki bas sesidir. (Don Carlo'daki Kral Philip gibi.)
Bas profond: Derin
bir ses gürlüğü olan, güçlü ve en kalın bas sesidir. Ağırbaşlı ve soylu nitelik
taşır. (Tristan ve Isolde'deki Kral Mark gibi.)
Bas buffo: Gülünçlü
özelliğe sahip, cambazlık yapabilen kıvrak sesdir. (Sevil Berberi'ndeki Dr.
Bartolo gibi.)
Yüksek bas:
Pesleri diğer baslardan daha zayıflır. Buna karşı tizleri parlak ve rahattır.
Baritona yaklaşan sınır partilerinde bol tizleri olan bas partilerinde başarı
gösterirler.
*BARİTON
Orta kalınlıktaki erkek sesidir. (Carmen'deki
Escamillo gibi.)
-Dramatik bariton:
Renk bakımından yüksek bası andırır. Kuvvetli ve dramatik gücü olan bir sestir.
Karakter rollerinde, kahramanlık operalarında çok kabul gören bir sestir.
-Lirik bariton:
Renk bakımından dramatik tenora yaklaşır, yumuşak tizleri olan, parlak ve
dramatik baritondan daha hareketli bir sestir.
-Legger bariton:
Lirik baritondan daha hareketli, daha hafif, daha çok tenora benzeyen bir
baritondur.
*TENOR
En ince erkek sesidir.
-Dramatik tenor: Kahramanlık
tenoru da denilen bu sesin genişliği ve rengi, hemen hemen lirik baritona
benzer. ( Verdi’nin Otello’su gibi )
-Lirik tenor:
Rengi daha aydınlık ve daha yumuşak olan lirik tenor, tizlerinin parlaklığı ile
belirir. (La Boheme'deki Rodolfo, gibi.)
- Legger tenor:
Üçlü do’nun üzerindeki reye kadar çıkan bu hafif tenorlar kuvvetli olmaktan çok
hareketlidirler.
-Buffo tenor:
Legger tenor karakterinde, komik rollere pek uyan bir sestir.
*ALTO
En
kalın kadın sesidir ve çok az bulunur. Kontralto da denilir. Peslerde
erkek sesine benzer. Rengi koyu ve sıcaktır.
- Oratoryo kontraltosu: Özel olarak eski eserlerin icrasında kullanılan çok renkli,
çok zengin, kuvvetli ve ağır bir sestir.
-Sahne kontraltosu: Renkli kuvvetli, dramatik
etkiye sahip bir sestir. Karakter rollerinde görülür.
*MEZZOSOPRANO
Orta kalınlıktaki
kadın sesidir.
*SOPRANO
-Genç dramatik
soprano: Yüksek dramatik sopranodan daha yumuşak bir karaktere ve daha
aydınlık bir renge sahiptir. Daha hareketlidir. (R. Strauss'ın Salome veya
Elektra'sı gibi.)
-Dramatik soprano:
Tok ve derin renkteki sestir.
-Lirik soprano:
En çok rastlanan soprano cinsidir. Yumuşaklığı ve tizlerinin berraklığı başlıca
özellikleridir. (La Boheme'deki Mimi, gibi.)
-Koleratür Soprano:
En ince sopranodur. Gırtlaklarının olağanüstü hareketliliğiyle birer ses
cambazı gibidirler. Dramatik veya lirik olurlar. Zengin bir renk ve ses
kuvvetine sahiptirler. (Lucia di Lamermoor'daki Lucia gibi.)
KAYNAK
http://eodev.com/gorev/217068
http://www.erturgutsanatmerkezi.com/seslerin-siniflandirilmasi/
http://www.seslendirme.org/sozluk/sesler.htm
http://www.solfejdersi.org/p/insan-sesinin-olusumu.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder